Maluliyet Raporu Gelmeden Yapılan Ödeme: Lütuf Ödemesi midir?

Maluliyet Raporu Gelmeden Yapılan Ödeme: Lütuf Ödemesi midir?
14 Ekim 2025

Maluliyet Raporu Alınmadan Sigorta Şirketince Yapılan Ödeme “Lütuf Ödemesi” Niteliğindedir !!

Sigorta şirketinin, yargılama aşamasında dosyaya maluliyet raporu gelmeden ve herhangi bir zorlayıcı neden bulunmaksızın zarar görene kendi isteğiyle yaptığı ödeme, “lütuf ödemesi” olarak nitelendirilir. Bu tür ödemelerde, sigorta şirketi herhangi bir hukuki zorunluluk altında olmaksızın, tamamen kendi iradesiyle ödeme gerçekleştirdiği için, sonradan maluliyetin bulunmadığı veya kalıcı bir zararın oluşmadığı tespit edilse dahi, ödenen bedelin geri talep edilmesi mümkün değildir.

Türk Borçlar Kanunu’nun 78. maddesi uyarınca, borçlu olmadığı bir edimi kendi isteğiyle yerine getiren kişi, bu edimi ancak kendisini borçlu sanarak ifa ettiğini ispat ettiği takdirde geri isteyebilir. Sigorta şirketi, yargılama süreci devam ederken, maluliyetin henüz tespit edilmediği bir aşamada ve herhangi bir mecburiyet bulunmaksızın ödeme yaparsa, bu durumda “borçlu olduğunu sanma” koşulu da gerçekleşmez. Dolayısıyla, sonradan maluliyetin bulunmadığı ortaya çıksa bile, yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak iadesi istenemez.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 2022/161 E. ve 2025/1032 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, sigorta şirketinin yargılama aşamasında maluliyet raporu alınmadan önce kendi isteğiyle yaptığı ödeme “lütuf ödemesi” niteliğindedir. Mahkeme, bu durumda sigorta şirketinin herhangi bir zorlayıcı neden olmadan, kendi iradesiyle hasar tazminatını ödediğinin anlaşıldığını ve bu sebeple iade talebinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını belirtmiştir.

Sonuç olarak, sigorta şirketi tarafından, maluliyet raporu alınmadan veya borçlu olunduğuna ilişkin bir hukuki zorunluluk doğmadan yapılan ödemeler, “lütuf ödemesi” olarak değerlendirilir ve bu ödemelerin daha sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak geri istenmesi mümkün değildir.

İÇTİHAT METNİ:

T.C.

İSTANBUL

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 40. HUKUK DAİRESİ

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ  KARARI

 

DOSYA NO : 2022/161 

KARAR NO : 2025/1032 

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 26/10/2021

NUMARASI : 2021/314 Esas- 2021/723 Karar

 

DAVANIN KONUSU : İstirdat 

KARAR TARİHİ : 27/06/2025

KARAR YAZIM TARİHİ : 27/06/2025

 

Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;       

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta (ZMSS) poliçesiyle sigortalı ….. plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle yolcu konumunda bulunan davalıya 75.600 TL ödeme yapılıp ibraname alındığını, daha sonra İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/286 (E) sayılı dosyasında davalı ….  kalıcı maluliyetinin söz konusu olmadığını, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleştiğini, ödenen 75.600 TL'nin ödeme tarihi olan 08/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında sulh anlaşması yapıldıktan sonra bu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasındaki sulh ptorokolünün kesin hüküm niteliğinde olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sulh anlaşması yapıldığından alınan maluliyet raporuna itiraz etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur. 

 

İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. 

 

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yapılan sulh anlaşmasının rapordan sonra değil çok daha önce yapıldığını, davacının maluliyet oranı ve hak edeceği tazminat belirlenmeden önce verilen bu ibranamenin henüz belirli hale gelmemiş alacağa dair olduğunu, davalının sürekli sakatlığının söz konusu olmadığının Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu ile kesinleştiğini, aleyhlerine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 

 

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 

Dava, davalının sigortalısı aracın karıştığı trafik kazası sonucu zarar gören davalıya ödenen maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. 

 

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 78/1. maddesinde, borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimsenin, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.

 

Somut olayda davalı yaralanan yaya tarafından davacı sigortacıya karşı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/286 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın yargılama aşamasında taraflar sulh anlaşması yaparak davacı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmıştır. Davacı sigorta şirketinin yargılama aşamasında maluliyetin tespitine yönelik rapor alınmadan önce kendi isteği ile ödeme yapmış olması karşısından lütuf ödemesi yaptığı, böylece davacının herhangi bir zorlayıcı neden bulunmaksızın, zarar gören davalıya kendi isteği ile hasar tazminatını ödediğinin anlaşılmış olması karşısında; borçlanmadığı edimi kendi rızasıyla yerine getiren davacının, bunu kendisini borçlu sanarak ödediğini kanıtlayamadığından, kendi isteği ile ödediği paranın iadesine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

Yine davacı vekili davanın tazminat davası olduğunu, bu nedenle davanın tamamen reddi halinde nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de; eldeki davada söz konusu alacak haksız fiilden kaynaklanmadığı gibi, geri talep edilen bedel de tazminat niteliğinde olmadığından davacının bu yöndeki istinaf isteminin de reddine karar verilmiştir.

 

KARAR: 

Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK'nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 615,40 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 556,10 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 

3-Davacının istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcadığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 

5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK'nin 333. maddesinin, 1. fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/06/2025

 

İçeriklerimiz

Maddi Hasarlı Tutanak İtirazında Yargı Yeri: Asliye Hukuk Mahkemesi - maddi-hasarli-tutanak-itirazinda-kusura-itiraz

Maddi Hasarlı Tutanak İtirazında Yargı Yeri: Asliye Hukuk Mahkemesi

Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına İtirazlarda Görevli ve Yetkili Mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemesi Belirlendi.

Uyuşmazlık Mahkemesi: Araştırma Görevlisi Feshi ve Tazminat Talepleri İdari Yargıda Görülür - uyusmazlik-mahkemesi-arastirma-goerevlisi-feshi-ve-tazminat-talepleri-idari-yargida

Uyuşmazlık Mahkemesi: Araştırma Görevlisi Feshi ve Tazminat Talepleri İdari Yargıda Görülür

Vakıf üniversitesinde öğretim elemanı iş akdi feshi tazminat uyuşmazlığında görevli yargı yolu Uyuşmazlık Mahkemesi kararıyla idari yargıdır.

Yargıtay: Doğumsal El Anomalisinde Doktor Sorumluluğu Doğmaz - yargitay-dogumsal-el-anomalisinde-doktor-sorumlulugu-dogmaz

Yargıtay: Doğumsal El Anomalisinde Doktor Sorumluluğu Doğmaz

Gebelikte sağ el anomalisi öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte olmadığından, hekim kusuru bulunmadığı gerekçesiyle tazminat talebi reddedilir.

Müteselsil Sorumlulukta Zamanaşımının Tüm Sorumlular Açısından Geçerlilik Kazanması - mueteselsil-sorumlulukta-zamanasiminin

Müteselsil Sorumlulukta Zamanaşımının Tüm Sorumlular Açısından Geçerlilik Kazanması

Trafik kazalarında müteselsil sorumlulara karşı zamanaşımı, tek hukuki işlemle tüm taraflar yönünden kesilerek hak kayıplarını önler.

Yargıtay: Çekici Tarafından Taşınan Aracın Zararları ZMSS Kapsamına Girmez - cekici-tarafindan-tasinan-aracin-zararlari-zmss-kapsamina-girmez

Yargıtay: Çekici Tarafından Taşınan Aracın Zararları ZMSS Kapsamına Girmez

Yargıtay çekici tarafından taşınan araçtaki hasarın ZMSS teminatına girmediğini belirleyerek hakem kararlarını bozmuş ve talebi reddetmiştir; bu durumu uygulamada önemlidir.

Noterin 65 Yaş Üstüne Rapor Zorunluluğu Uygulamasına TİHEK’ten 100.000 TL Ceza - noterin-65-yas-uestuene-rapor-zorunlulugu-uygulamasina-

Noterin 65 Yaş Üstüne Rapor Zorunluluğu Uygulamasına TİHEK’ten 100.000 TL Ceza

“Noterin 65 yaş üstü kişilerden otomatik sağlık raporu istemesi TİHEK tarafından yaş temelinde ayrımcılık sayılarak 100.000 TL ceza uygulanmıştır

Yargıtay’da Salt Çoğunluk Olmadan Karar Verilemez - yargitay-da-salt-cogunluk-olmadan-karar-verilemez

Yargıtay’da Salt Çoğunluk Olmadan Karar Verilemez

Yargıtay dairelerinde oyların dağılması durumunda salt çoğunluk sağlanmadıkça usulüne uygun karar oluşmaz ve bozma kararı geçersizdir.

Hukuk 101 | Anlamadan Tartışamayız, Bilmeden Savunamayız !! - hukuk-101-anlamadan-tartisamayiz-bilmeden-savunamayiz

Hukuk 101 | Anlamadan Tartışamayız, Bilmeden Savunamayız !!

Hukuk 101 serisinde, hukuku gündelik yaşamın merkezine taşıyor; anlamadan tartışmamayı, bilmeden savunmamayı öğreniyoruz.

Adres
BALGAT MAH. DOKTOR SADIK AHMET CADDESİ KREŞ APT. NO:49/1 ÇANKAYA ANKARA

İletişim Formu

YASAL UYARI

Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kuralları bağlamında bilgilendirme amaçlı olup reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.